Nöroendokrin Tümör (NET) Nedir?
Nöroendokrin tümörler (NET), vücudun nöroendokrin sisteminde bulunan hücrelerden kaynaklanan, nadir görülen bir tümör türüdür. Nöroendokrin hücreler, hem sinir hem de hormonal özelliklere sahip hücrelerdir ve hormon üretiminden sorumludur. NET’ler vücudun birçok yerinde gelişebilir, ancak en sık olarak mide-bağırsak sistemi (Gastrointestinal Sistem), pankreas ve akciğerlerde görülür. Bazı NET'ler hormon üretirken, bazıları hormon üretmez ve sessiz kalabilir.
Dünya Genelinde: Nöroendokrin tümörler nadir görülen tümörlerdir ve tüm kanserlerin yaklaşık %1’ini oluşturur. Ancak son yıllarda artan tanı yöntemleri nedeniyle teşhis oranları artmıştır.
Türkiye'deki Durum: Türkiye'de kesin görülme sıklığı bilinmemekle birlikte, mide-bağırsak ve pankreas kaynaklı NET’ler giderek daha fazla teşhis edilmektedir.
Cinsiyet ve Yaş: Hem erkeklerde hem kadınlarda görülür, ancak genellikle 50 yaş üzerindeki bireylerde teşhis edilir.
Nöroendokrin tümörlerin kesin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri belirlenmiştir:
Genetik Faktörler:
Multiple Endokrin Neoplazi Tip 1 (MEN1) sendromu gibi genetik hastalıklar NET riskini artırabilir.
Aile Öyküsü:
Ailede NET öyküsü bulunan bireylerde risk artabilir.
Kronik Enflamasyon:
Uzun süreli enflamatuvar bağırsak hastalıkları, özellikle Crohn hastalığı.
Yaş ve Cinsiyet:
İleri yaş ve bazı türlerde erkek cinsiyet daha fazla risk oluşturabilir.
Nöroendokrin tümörler genellikle kaynaklandıkları organa ve hormon üretip üretmemelerine göre sınıflandırılır:
Fonksiyonel NET’ler:
Hormon üretir ve bu hormonların etkileri nedeniyle belirgin semptomlar ortaya çıkar. Örnekler:
İnsülinoma: Fazla insülin üretir, hipoglisemiye neden olur.
Gastrinoma: Fazla gastrin üretir, peptik ülserlere yol açar.
Karsinoid Tümör: Serotonin ve diğer hormonlar üretebilir.
Non-fonksiyonel NET’ler:
Hormon üretmez veya ürettiği hormonlar belirgin semptomlara neden olmaz. Genellikle ilerlemiş evrelerde teşhis edilir.
Yerleşim Yerine Göre NET’ler:
Gastrointestinal Sistem NET’leri: Mide, ince bağırsak veya kolon kaynaklı.
Pankreatik NET’ler: Pankreastan kaynaklanır (örneğin, insülinoma, gastrinoma).
Pulmoner NET’ler: Akciğerlerden kaynaklanır.
Nöroendokrin tümörlerin belirtileri, tümörün konumuna, büyüklüğüne ve hormon üretip üretmemesine bağlıdır. Yaygın belirtiler şunlardır:
Fonksiyonel NET Belirtileri:
Ani ve tekrarlayan sıcak basması (flushing).
Kronik ishal.
Karında kramplar veya ağrı.
Hipoglisemi (düşük kan şekeri) atakları.
Hızlı nabız veya çarpıntı.
Non-fonksiyonel NET Belirtileri:
Karında kitle hissi.
Açıklanamayan kilo kaybı.
İştahsızlık.
Mide bulantısı ve kusma.
Nöroendokrin tümörlerin tedavisi, tümörün türüne, evresine, hormon üretip üretmediğine ve hastanın genel sağlık durumuna göre planlanır.
1. Cerrahi:
Erken evrede tümörün tamamen çıkarılması tedavide en etkili yöntemdir.
Gerekirse tümörün yayılma bölgeleri de cerrahi olarak çıkarılabilir.
2. Somatostatin Analogları:
Octreotide ve Lanreotide: Hormon üreten NET’lerin semptomlarını kontrol altına alır ve tümör büyümesini yavaşlatır.
3. Hedefe Yönelik Tedaviler:
Everolimus ve Sunitinib: Pankreatik NET’lerde etkili olan ilaçlardır. Tümör hücrelerinin büyümesini ve çoğalmasını engeller.
4. Peptid Radyonüklid Tedavisi (PRRT):
NET hücrelerini hedef alan radyoaktif maddelerle yapılan tedavidir. İleri evre hastalarda tümör kontrolünü sağlar.
5. Kemoterapi:
Genellikle pankreatik NET’lerde veya agresif tümörlerde kullanılır.
6. Radyoterapi:
Bazı durumlarda metastatik hastalığın kontrolü için kullanılır.
Genetik Danışmanlık ve Testler: Ailede nöroendokrin tümör öyküsü varsa genetik danışmanlık alınabilir.
Düzenli Sağlık Kontrolleri: Risk altındaki bireyler düzenli tarama yaptırmalıdır.
Sağlıklı Beslenme ve Egzersiz: Bağışıklık sistemini güçlendirmek için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmelidir.
Nöroendokrin tümörler, erken teşhis edildiğinde tedavi şansı yüksek olan bir hastalıktır. Özellikle açıklanamayan semptomlar veya hormonla ilgili belirtiler fark edildiğinde vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmak önemlidir. Günümüzde gelişmiş tedavi seçenekleriyle, bu hastalıkta yaşam süresi ve yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabilir.